Quantcast
Channel: Akcan Hukuk Bürosu » Kasko ve Sigorta
Viewing all articles
Browse latest Browse all 4

TAPU İPTALİ VE TESCİL

$
0
0

 

37386_2

Asıl dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen dava ise alacak istemine ilişkindir. Asıl davanın davacıların kayden maliki oldukları taşınmazı borçlarının ödenebilmesi için davalı tarafından temin edilecek kredi karşılığında satış yoluyla temlik ettiklerini, alınan kredi taksitlerinin tamamen kendileri tarafından ödenmesine rağmen taşınmazın iade edilmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiyle eldeki davayı açtıkları, birleşen davanın davacısının ise kullanılan kredinin taksitlerinin tarafından ödediğini ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla bir miktarının tahsiline karar verilmesini istediği, asıl davanın davacılarının imzasını taşıyan tarihsiz taahhütnamedir başlıklı bir belge ibraz ettikleri anlaşılmıştır. Gerçektende dosya içerisinde bulunan taşınmazın kredi temin edilmek amacıyla temlikiyle kredi ödemeleri tamamlandıktan sonrada maliklerine iadesi yönünde hükümler içerip, davalı tarafından içeriği ve imzası inkar edilmeyen taahhütname başlıklı belge inançlı işlemin kanıtı niteliğindedir. Mahkemece taksitlerin ödenmesine dair banka tarafından gönderilen dekontlarla davacıların ibraz ettikleri dekontlar üzerinde yeterince durulmamış, ibraz edilen dekontlar arasındaki farklılığın nereden kaynaklandığı hususunda tam bir araştırma yapılmamış ve ödemelerin asıl davanın davacıları tarafından yapıldığı kanaatine de nasıl ulaşıldığı gerekçeli kararda tartışılmamıştır. Hal böyle olunca, öncelikle taksitlere ait dekontlarla davacıların ibraz ettiği dekontlar arasındaki farklılığın nereden kaynaklandığının üzerinde durulması, bankacılık konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılması ve alınacak rapor sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/1366

K. 2014/3156

T. 17.2.2014

6100/m.266

6098/m.26

 

 

DAVA : Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil ve alacak davası sonunda yerel mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne dair olarak verilen karar davalı ( birleşen davanın davacısı ) A. A. vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi. Tetkik Hakiminin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşüldü:

KARAR : Asıl dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen dava ise alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan tüm delillerden, asıl davanın davacıların kayden maliki oldukları 4 parsel sayılı taşınmazı davacılardan G. G.’nun eşi D. A. G.’nun borçlarının ödenebilmesi için davalı A. A. tarafından temin edilecek kredi karşılığında adı geçene satış yoluyla temlik ettiklerini, alınan kredi taksitlerinin tamamen kendileri tarafından ödenmesine rağmen taşınmazın iade edilmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiyle eldeki davayı açtıkları, birleşen davanın davacısının ise kullanılan kredinin 21.4.2008 tarihli 7.920,64 TL, 17.6.2008 tarihli 10.167,03 TL, 23.9.2008 tarihli 8.009,38 TL, 15.10.2009 tarihli 7.960,08 TL 21.11.2008 tarihli 8.004,38 TL tutarındaki toplam 42.061,51 TL’lik taksitlerinin tarafından ödediğini ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00.-TL ‘nin tahsiline karar verilmesini istediği, asıl davanın davaları tarafından G. G., H. G., A. A., H. A. ve D. A. G. imzasını taşıyan tarihsiz taahhütnamedir başlıklı bir belge ibraz ettikleri anlaşılmıştır.

Gerçektende dosya içerisinde bulunan ve 4 parsel sayılı taşınmazın kredi temin edilmek amacıyla A. A.’a temlikiyle kredi ödemeleri tamamlandıktan sonrada maliklerine iadesi yönünde hükümler içerip, davalı tarafından içeriği ve imzası inkar edilmeyen taahhütname başlıklı belge inançlı işlemin kanıtı niteliğindedir.

Mahkemece tarafların gösterdiği kanıtlar toplanmış ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişiler asıl ve ek raporlarında özetle “… ilgili banka tarafından dosyaya ibraz edilen 2, 5, 6 ve 7 numaralı taksitlere ait ödeme dekontlarının altında A. A. tarafından yatırılmıştır ibaresi yazılarak imzalandığını ancak davacılar tarafından ibraz edilen 2, 5, 6 ve 7 numaralı taksitlerin ödeme dekontlarında ise sözü edilen açıklamanın bulunmadığını belirtilerek sonuçta bankaya ödeme yapılırken 2 adet dekont tanzim edildiği, bir örneğinin işlemi yaptıran kişiye, bir suretinin ise bankada kaldığı göz önünde bulundurulduğunda 2, 5, 6 ve 7 numaralı taksitlere ait ödeme dekontlarının bankada kalan nüshalarında A. A. tarafından yatırılmış ibaresi ve imza bulunduğunu, davacılar tarafından ibraz edilen nüshalarda ise imza ve şerh bulunmadığını, hayatın olağan akışı gereğince ödeme yapan bir şahısta evrakın orijinalinin bulunacağını, davacıların dekontların orijinalinin kendilerinde olduğunu beyan etmeleri karşısında söz konusu ödemelerin davacılar tarafından yapıldığının kabulü gerekeceğini, bankaca gönderilen dekontlardaki ödemelerin A. A. tarafından yapıldığına dair yazılı ibarenin neye dayanılarak belirtildiğinin anlaşılamadığını, aynı işleme ait bir birinin aynı dekontlardan birinde şerh ve imza bulunup, diğerinde ise şerh ve imzanın bulunmaması halinde imzalı nüshanın sonradan imzalandığının kabulünün gerektiğini ve kredinin 1. taksidi olan 7.920.64 TL’nin davalı birleşen dosya davacısı A. A. tarafından ödendiği, asıl dava davacılarının bu miktarı adı geçene ödemediklerini…” belirtmişler, mahkemece de bilirkişi görüş ve kanaati esas alınarak 2, 5, 6 ve 7 numaralı kredi ödemelerinin davacılar tarafından yapıldığı sonucuna varılarak asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Ancak mahkemece 2, 5, 6 ve 7 numaralı taksitlerin ödenmesine dair banka tarafından gönderilen dekontlarla davacıların ibraz ettikleri dekontlar üzerinde yeterince durulmamış, farklılığın nereden kaynaklandığı hususunda tam bir araştırma yapılmamış ve ödemelerin asıl davanın davacıları tarafından yapıldığı kanaatine de nasıl ulaşıldığı gerekçeli kararda tartışılmamıştır.

Hal böyle olunca, öncelikle 2, 5, 6 ve 7 numaralı taksitlere ait 17.6.2008, 23.9.2008 15.10.2009 ve 21.11.2008 tarihli dekontlarla davacıların ibraz ettiği dekontlar arasındaki farklılığın nereden kaynaklandığının üzerinde durulması, bankacılık konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılması ve alınacak rapor sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak eksik soruşturmayla sonuca gidilmesi doğru değildir.

SONUÇ : Davalı-birleşen dosya davacısı A. A. vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü ( 6100 Sayılı Kanunun geçici 3. maddesi yollaması ile ) 1086 Sayılı H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene iadesine, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Viewing all articles
Browse latest Browse all 4

Latest Images